Bu yazımızda çocukluk döneminde görülen tikler üzerinde durduk. Yazımız “Çocuk Gelişimi ve Ruh Sağlığı- Okul Öncesi Dönem” isimli kitabımızdan derlenmiştir.
Tikler bazı kaslarda bir dış uyaran olmaksızın ve istemdışı ortaya çıkan aralıklı kasılmalardır. En sık görülenler, göz kırpma, dudak oynatma, burun kıvırma, kasları kaldırma gibi tiklerdir. Ayrıca, boyun, baş, gövde, kol ve bacaklarda da çeşitli şekillerde tikler görülebilir. Bir çocukta birden fazla tik olabilir. Ya da benzeri biri bitip diğeri başlayabilir.
Tikleri ortaya çıkaran nedenler arasında psikolojik etkenler önemli rol oynar. Çocuğun duygusal durumu önemlidir. Aile içinde duygusal etkileşimin yetersiz oluşu, çocuğun duygusal yoksunluk içinde olması, yeterli ilgi ve sevgi görmemesi, kapasitesi üzerinde başarı beklenmesi ve zorlanması, kardeş ve arkadaşlarıyla kıyaslanması, aşağılanması gibi durumlar tiklerin ortaya çıkmasına neden olur. Çocuğun aile ve yakın çevresi ile ilişkisinin bozuk olması ve onlarla çatışma içinde olması, içinde yaşadığı çevrenin çocuk için kaygı verici, tedirgin edici, güvensiz bir ortam olması da tikleri başlatabilir. Korku, kaygı, tedirginlik, gerginlik, öfke gibi aniden ortaya çıkan veya uzun süren duygu durumları da tikleri başlatabilir.
Kısaca tikler çocuğun iç gerilimlerinin veya çatışmalarının bir belirtisi olarak ortaya çıkabilir.
Bazı görüşler, tiklerin merkezi sinir sistemindeki bir bozukluk sonucu ortaya çıktığını kabul etmektedirler. Buna göre tiklerin ortaya çıkması için yetersiz biyolojik gelişme ve olumsuz çevre etkenlerin bir araya gelmesi gereklidir.
Kimi zaman tikin ortaya çıktığı bölgenin ya da organın uzun süren fiziksel bir rahatsızlığı da tike neden olabilir. Örneğin, uzun süren burun akıntısı geçse de çocukta burun çekme kalabilir.
Tikler bazen taklit yoluyla öğrenilebilir. Çevrede tiki olan anne baba arkadaş gibi birilerinin bulunması çocuğun bu hareketi taklit etmesine neden olur. Zamanla taklit edilen davranış alışkanlık haline dönebilir.
Tikler genellikle erkek çocuklarda görülür. Erken yaşlarda başlayan bu durum en fazla altı-yedi yaşlar arasında ortaya çıkmaktadır.
Tikler kendiliğinden geçebilir. Ancak, çocuğun aile üyeleri ile olan çatışmaların çözümlemek, aile içindeki gerginliğini ortadan kaldırıp yeterli bir duygusal iletişimi bulmasını sağlamak gereklidir. Çocuğun “tik“i üzerinde durulmamalı ve dikkatler tikin üzerine çekilmemelidir. Çocuğu bu nedenle cezalandırmaktan, başka çocuklarla kıyaslamaktan, aşağılamaktan, taklit etmekten, azarlamaktan, eleştirmekten sakınılmalıdır.
Tikler stres karşısında artar. Tike karşı direnme artmasına sebep olabilir. Zaman zaman şiddeti ve sıklığı değişebilen tikler uykuda kaybolur. Doktor tavsiye ederse ilaç kullanılabilir.
Çocuk Gelişimi ve Ruh Sağlığı- Okul Öncesi Dönem (4. Baskı / Ocak 2020) - Nobel Akademik Yayıncılık
Ed: Prof. Dr. Fatma Gül Cirhinlioğlu
ISBN: 978-605-320-062-8